15 Mayıs 2024
Mevsimsel alerji olarak da bilinen saman nezlesi, ilkbahar ve sonbahar aylarında polenlerin, tozların havaya karışıp solunum yoluyla vücudumuza girip bizi hasta etmesi halidir. Burun akıntısı ve tıkanıklığı, gözlerin sulanması, kaşınması, göz altlarının şişmesi, halsizlik, arka arkaya çokça hapşırık atakları, boğazda, gırtlakta yanma, gıcık ve öksürük krizleriyle yaşam kalitesi bozulan insanlar bu mevsim değişikliğinin gelmesini hiç istemezler.
Saman nezlesi, dışarıdan gelen toz, polen, küf, mantar, çimen, hayvan tüyü gibi maddelere karşı vücudun oluşturduğu bir reaksiyon sonucu ortaya çıkan, herkeste olmayan bünyesel bir alerjik durumdur. Şikayetlerin kendiliğinden geçmesi mümkün değildir, mühim olan alerjenlerden uzak durmaktır. Bu hastalık her yaşta görülebilir, çocukluk yaşlarında başlayıp bir ömür devam eden bu alerjik durumun yüzde elli genetik olduğu söylenmektedir.
Bu durum tedavi edilmezse hastalık ilerler; astım, sinüzit, burun etlerinin şişmesiyle de sulu et dediğimiz poliplere sebep olabilir. Kişiler, burun tıkanıklığı, şeffaf su gibi burun akıntısı, kaşıntısı, nefes alamama, horlama, boğazda yanma, kuru gıcık, genizde akıntı ve dolgunluk, baş ağrısı şikâyetleriyle doktora başvururlar.
Soğuk algınlığında da ise oluşan burun akıntısı daha koyudur, ateş, kırgınlık, kas ve eklem ağrıları, boğaz ağrısı gibi belirtiler birkaç günde düzelir ancak saman nezlesindeyse alerjene maruz kaldığı süre boyunca hastanın şikâyetleri devam eder. Hatta bazı kişilerde yıl boyunca mevsimlerden bağımsız olarak alerji gelişebilir.
Alerjik nezlenin kendiliğinden geçmesi mümkün değildir ancak hastalar sebep olan alerjenlerden uzak durarak, anti histaminik haplar ve kortizonlu burun spreyleri kullanarak bu dertlerini kontrol altına alabilirler.
Alerjik rinit tanısını koyabilmek için hastanın hikâyesi ve belirtilerine ilave olarak kanda antikor Ig E testi ve deri den prick testi yapılır. Testlerin neticesi negatif çıksa da belirtilere göre karar verip alerji tedavisi uygulanabilir. Tedavide gayemiz hastalığın belirtilerini azaltıp hastaların yaşam kalitesini yükseltmektir.
Tedbir olarak neler yapmalıyız, şimdi kısaca onlara değinelim; evlerin havalanması sabah saat 10:00 -12: 00 dışında yapılmalı çünkü bu saatlerde yoğun olan polenler dışarıdan evin içine girer ve gün boyunca bizi rahatsız eder, ayrıca yün yatak, yün halılar kullanılmamalı, yün ya da kuş tüyü yastık yerine dakron veya orlon gibi sentetik liflerden yapılanlar tercih edilmelidir. Evde kuş, kedi ve köpek gibi tüyleri alerji yapan hayvan beslememeli, can dostlarımızı uzaktan sevmeliyiz. Besinler içinde olan bazı maddeler de alerjik riniti tetikleyebilir; kakao içeren besinler, asitli içecekler, baharatlı ve boyalı gıdalar, gibi.
Bazılarımıza iyi gelmese de ilkbahar çoğumuz için candır, yeniden doğuştur, kışın soğuk ve kasvetli havası geride kalır, bağlar bahçeler çiçeklerle dolar, doğa yeşilin tonlarına bezenir. Nisan yağmurları bereketiyle gelir. Gül dikenini yapraklarının arasında gizler ve goncalarıyla güzelliğini sergiler, kuşlar dile gelir bülbül misali şakırlar. Hatta bu coşku bazı şairlerimizi dile getirir duygularını yazıya döktürür, şiirler yazdırır: " Ben her bahar âşık olurum, rüzgâr olur, yağmur olurum, Filizlenir anılarda gururum, taşar içimden ruhum." Ya da " Bir ilkbahar sabahı güneşle uyandın mı hiç, çılgın gibi koşarak kırlara uzandın mı hiç?" gibi. Öyleyse kendimizi kırlara atalım, mis gibi portakal çiçeği kokularını içimize çekelim, bu belki de son ilkbaharımızdır; doya doya hissedelim, baharın keyfini yaşayalım, kısaca anda olalım, baharı es geçmeyelim.
Bir yanda bahar coşkusu, diğer yanda ramazan coşkusu, yarın arefe bir gün bayram. Sevdiklerinizle birlikte sağlıklı, mutlu, huzurlu ve güzelliklerle dolu bir bayram geçirmeniz dileğiyle Ramazan bayramınız kutlu olsun. Sevgiyle kalın, dostça kalın ve de hoşça kalın.