05 Mayıs 2025
Türkiye'nin WFP ile yürüttüğü iş birliğinde öne çıkan illerden biri Mersin'dir. Mersin, başta liman olmak üzere kara, demir ve hava yolu gibi güçlü lojistik imkânları, serbest bölge ve gümrüklü antrepo olanaklarıyla, Türkiye'ye bu stratejik konumu kazandıran illerin başında gelmektedir. Başta bakliyat, hububat ve mamulleri olmak üzere, WFP'nin gıda alımlarının önemli bir bölümünü Mersinli firmalar karşılamaktadır.
Bu stratejik önem doğrultusunda, Tarım ve Orman Bakanımız Sayın İbrahim Yumaklı tarafından yapılan "WFP, bize Türkiye'yi bölgesel ve küresel bazda gıda stokları için bir 'stratejik stok merkezi' olarak konumlandırma talebiyle geldi. Bütün değerlendirmeler tamamlanmış durumda. Ülkemizin stratejik stok merkezi olarak konumlanmasını bekliyoruz." açıklaması, ülkemiz için olduğu kadar Mersin için de büyük önem arz etmektedir. Bize göre en uygun yer Mersin'dir. Mersin üzerinden kurulacak bir "Gıda Koridoru" ilimizi Akdeniz'in en büyük gıda lojistiği ve dağıtım merkezi haline getirecektir. Bu koridor, hem Türkiye'nin tarım ürünlerini hem de bölgesel gıda stoklarını Afrika, Orta Doğu ve Asya'ya hızlı şekilde ulaştıracak; aynı zamanda Mersin'i bir dağıtım üssüne dönüştürecektir.
Böylesi stratejik bir yapılanma, sadece dış ticaret kapasitesini artırmakla kalmayacak; aynı zamanda bölgesel kalkınmayı da hızlandıracaktır. Bu çerçevede, modern soğuk hava depoları, gıda işleme tesisleri, özel gümrük depolarına yönelik yatırımlar artacaktır. Ayrıca tarım, lojistik, gıda sanayi, paketleme, finans ve sigorta gibi alanlarda da yeni istihdam kapıları açılacaktır. Tarım ve gıda sektöründe önemli bir maliyet unsuru olan gıda güvenliği ve kalite standartlarına yönelik laboratuvar, sertifikasyon vb. merkezlerin sayısının artmasına katkı sağlayacaktır. Diğer yandan, eksikliğini hissettiğimiz katma değeri yüksek işlenmiş gıda ürünleri yatırımlarına da imkân tanıyacaktır.
Mersin ve bölge iller arasındaki karayolu, demiryolu ve liman entegrasyonunu daha etkin hale getirecek; böylece bölgesel lojistik altyapı güçlenecektir. Tüm bu gelişmeler, hem Türkiye hem de Mersin ekonomisi açısından önemli kazanımlar sağlayacaktır. Ayrıca, iklim değişikliği, bölgesel çatışmalar ve salgın gibi kriz durumlarında gıda arz güvenliği açısından stratejik bir teminat oluşturacaktır. Küresel aktörlerle koordinasyon halinde olmak ise gıda akışı açısından ülkemizin uluslararası arenada daha fazla söz sahibi olmasını sağlayacaktır.
WFP'nin Türkiye'yi "stratejik stok merkezi" olarak konumlandırma talebi oldukça önemlidir. Ancak önceliğimiz, bunun da ötesine geçerek sadece bir stok merkezi olmak değil; katma değer yaratan bir işleme ve dağıtım üssü olmaktır. Bu potansiyel Mersin'de fazlasıyla mevcuttur. Bu doğrultuda beklentimiz, devletimizin Mersin merkezli bir "Gıda Koridoru" politikası oluşturması ve bunu hayata geçirecek etkin bir teşvik sistemiyle desteklemesidir. Belirlenecek politikalar istikrarlı ve kararlı bir şekilde uygulandığı takdirde, mevcut 32,6 milyar dolarlık tarımsal ihracat hacmimizi kısa vadede 50 milyar dolara taşıyabiliriz.